Bu sayfada sizlere Sevgili Celal ÇELİK'in yaşam öyküsünü,yazmış olduğu yazılarından hareketle,engin yorumlarını ve düşüncelerini sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Her şeye rağman yaşamanın çok güzel olduğunu vurgulayan çeşitli yazıları yayınlamak benim için mutluluk kaynağı olacaktır.
Gayret bizden yardım Allah'tandır.
Web sayfasının yayınlanması hizmetini sunan Blogger(blog.spot.com)'a teşekkür ederim.
Herkese şimdiden şükranlarımı sunarım.
Allah'a emanet olunuz.
HER ŞEYE RAĞMEN YAŞAMAK ÇOK GÜZEL-1
Önceki yazılarımdan birinde “Engelli bir komşuya sahip olmak” başlığı ile bahsettiğim komşum Celal ÇELİK’in yaşam öyküsünü ve hayata bakışını, olaylara ve dini konularda yaptığı yorumlarını bir dizi yazı ile sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bir dizi halinde yazmaya çalışacağım bu yazımın başlığını koyma da çok zorlandım. Birçok başlık düşündüm, bu başlıkları eleyerek iki başlığa kadar düşürdüm. Bunlardan birisi “En Büyük Engellilik Nedir”; diğeri ise “Her Şeye Rağmen Yaşamak Çok Güzel”. Aslında bu iki başlıkta Celal ÇELİK’in kendi yazılarında kullandığı başlıklardır. Hatta “En büyük Engellilik Nedir” başlığı Celal ÇELİK’İN yazmış olduğu kitabın adıdır. Bu iki başlık gerçekten birbirinden önemli hangisini kullansam diye çok düşündüm. En büyük engelin fiziki engeller olmadığını asıl engelin imanı ve islamı anlamamak olduğunu söyler Çelal ÇELİK. Aynı zamanda, bunca engel karşısında yaşamak ve hayatta kalarak çevreye faydalı olmak çok güzel diyor Celal ÇELİK.
Evet ikinci başlığı seçtim çünkü Komşum engelli Çelal ÇELİK her şeye rağmen mükemmel çalışmalar yaparak herkese örnek oluyor. Celal ÇELİK bunca sıkıntıya rağmen yaşamanın çok güzel bir şey olduğunu engellilere ve herkese öğretiyor. Bu durumu yazı dizimi takip ederseniz çok daha iyi anlayacaksınız.
Şimdi sizlerle komşum ve sevgili dostum Celal ÇELİK’in hayat hikayesini paylaşmak istiyorum. 1973 yılında Konya- Ereğli de doğdu. İlkokula Ereğli de başladı. Babasının işi dolayısıyla Ankara’ya taşınırlar. Yedi yıl gecekonduda yaşar. İlkokuldan sonra sınava girer. Yüksek bir puanla Özel bir kolej de okur. Kolejdeki arkadaşları zengin olduğu için onlardan utanır. Gece kondu da oturduğunu hiç belli etmezdi. Bir gün öğretmenleri evlerinin planını çizmelerini söyler. Celal ÇELİK’te utancından arkadaşının evinin planını çizer.
Hastalığının belirtileri Ortaokul da okurken ortaya çıkar. Bu hastalık dengesizlik problemi ile başlar. Ama Celal, bunu geçici bir durum olarak düşünür ve hiçbir kimseyle paylaşmaz. Öğretmeni sınıfta kendisini tahtaya kaldıracağı zaman çok üzülürdü. Çünkü tahtada bir sarhoş gibi sallanırdı ve arkadaşları buna gülerdi. O an Celal ölmek isterdi. Ama bunun hep geçeceğini düşünürdü.
Maddi imkansızlıklar nedeniyle Kolejden ayrılır .Meslek Lisesi sınavlarını kazanır . Bir Meslek Lisesinin Elektronik bölümünü başarıyla bitirir.
Celal , dengesizlik problemi nedeniyle arkadaşlarıyla yürüyüş yapmaktan utanırdı. Kardeşinin düzgün yürümesini ve güzel futbol oynamasını kıskanırdı. Ama bunu hiçbir şekilde belli etmezdi. Bu hastalık nedeniyle kalemi tutamaz, yazı yazmakta zorlanırdı .
15 yaşında bir kıza aşık olur. Geceleri düz yürümeyi ve dökmeden çay taşımanın hayalini kurardı. Hayalinin güzel bir araba değil, sevdiği kızın kendi gücüne güvenip koluna girmesiydi.
Konya da 2 yıl Üniversite de okur. Hayatının en mutlu yıllarının Konya da geçtiğini söyler.
Yurtta kalırken arkadaşlarıyla bir verici yaparak Can Kuş Fm adıyla radyo yayını yaparlar. Orada çok eğlenceli günler geçirmişler.
Konya da öğrenci yurdunda kalırken sevdiği kızla mektuplaşır. Bir gün sevdiği kızın kendisinden ayrılmak istediğini yazdığı mektubu okur. Ve içinde fırtınalar kopar. Günlerce sevdiği kıza telefon eder. Fakat kız telefona çıkmaz. Bir gün sevdiği kızın yaşadığı şehre gider ve onunla görüşür. O şehir dünyanın en güzel şehriydi çünkü içinde sevdiği kız yaşıyordu. Bundan sonra o kızla bir daha görüşmüyor. Celal sevdiği kızı hiç unutamıyor. Sürekli onun sevgisiyle yaşıyor. Sonunda onun sevgisi İlahi aşka dönüşüyor. Celal sevdiği kıza olan aşkını, ilahi aşka giden staj olarak kabul eder. Sevdiği kız için Celal derki:”İyi ki beni bırakmış, yoksa ilahi aşka nasıl ulaşırdım. Ona hakkımı helal ettim…”
(Devam edecek)
Efkan VURAL
Bu yazı Milliyet Blog'da 14.03.2014 tarihinde yayınlanmıştır:
KAYNAK:
http://blog.milliyet.com.tr/her-seye-ragmen-yasamak-cok-guzel--1/Blog/?BlogNo=452964
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder