Celal ÇELİK ’in hayata dair, ahlaki, dini ve felsefi yorumlarını yayınladığım yazı dizisini, sevgili Celal ÇELİK’in tüm yazılarını gözden geçirerek kısa ve öz olarak sizlere sunmaya devam ediyorum.
Her derdin ilacı: Sevgi
Sevgili Peygamberimiz, İslam'a göre her işin başı ve ahiretin yegane geçer akçesi olan iman ile sevgi arasındaki bağı en çarpıcı biçimde dile getirmiş bulunmaktadır. Önce kesin bir gerçeği, imansız cennete girilemeyeceğini haber vermiştir. Sonra da cennete girebilmenin vazgeçilmez şartı olan imanı elde edebilmek için mü'minlerin birbirlerini sevmeleri gerektiğini, aynı kesinlikle ve aynı açıklıkla bildirmiştir: "Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız!"
Bundan şu sonuç çıkmaktadır: İman, nasıl cennete girebilmenin, vazgeçilmez şartı ise, mü'minleri sevmek de tam ve kamil bir imana sahip olabilmenin biricik şartıdır. Mü'min, kendisiyle aynı imanı paylaşan herkesi, ırkına, rengine, yurduna ve diline bakmaksızın sevecek, onlara karşı muhabbet ve sorumluluk duyacaktır. Çünkü imana sınır, yine imanın kendisiyle çizilebilir.
Peygamberimiz, müslümanlar arası ilişkilerin sevgi düzeyine çıkarılabilmesi için nereden başlanması gerektiğini, "Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi, aranızda selamı yayınız!" sözleriyle ortaya koymuş bulunmaktadır.
Artık sonuç belli, vasıta belli, o vasıtayı elde edebilmek için gereken sermaye(sevgi) belli, o sermayeye ulaşmak için atılacak ilk adım da bellidir. Ötesi müslümanlara kalmıştır.
Cennet-iman-sevgi-selam irtibatı, konumuz olan sevginin önem ve yerini göstermesi bakımından başkaca hiçbir söze ihtiyaç bırakmayacak kadar açıktır.
Nerde o eski aşklar
Geçen kanalları zaplarken dizilere takıldım biraz. İkili ilişkileri görünce çok üzüldüm. Entrika, aldatma, oyun, iftira, arkadan kuyu kazmalar, dedikodu, vs. Bizim bildiğimiz aşk bu değil....
Aşk, özlemektir. Aynı gökyüzünü seyredip, o şimdi ne yapıyor, demektir. Aşk, onu görmediği zaman ızdırap çekmektir. Yani biz böyle bir aşk yaşadık...
O kanallardaki dizileri izleyen benim gibi orta yaşlardaki arkadaşlarımdan şu sözü çok duydum. Ah Nerede artık o eski sevdalar...
İyi ki engelliyim
Sanırım bu başlığa şaşırdınız. Engelli olmayı kim ister ki, dediniz. Okuyunca anlayacaksınız.
Öncelikle bir yanlışı düzeltelim. Allah’ın engelli insanları yaratması, -Tevbe Haşa!- bir yaratılış hatası değildir.
Bu dünya imtihanındaki zor sınavlardan birisidir. Sanıyor musunuz ki sağlıklı insanlar çok mutlu bir hayat sürüyor. Biz engelliler hastalıkla, sağlıklı insanlar da, parayla, evlatla, eşle, makamla, akraba, dostlarıyla vs imtihan oluyorlar.
Eğer gerçekten değerini anlayabilirsek ve aktif sabrı (tedavi yollarını aramak) ve aktif şükrü (ibadet) gösterebilirsek, engelli olmak bizi manevi olarak sıçratan bir yükselme rampasıdır.
Binlerce yıldır her toplumun % 10-12 si engellidir. Allah, diğer % 90 a bakın ibret alın, şükredin, ibadet edin, demek istiyor. Biz engellilere ise sabreder, şükredersek büyük mükafatlar vadediyor.
Kaç yaşındasınız? Şöyle bir geriye dönüp baksanız, ömür çok hızlı geçmiş dersiniz, değil mi?. Aslında benim de sizden bir farkım yok. Öyle de böyle de ömür bitiyor.
Evet, Farkımız yok aslında. Hepimiz AVM’lerde yemek yiyoruz. Aynı diziyi, maçı seyrediyoruz. Hepimiz Face’e takılıyoruz. Ama sadece farkım, ben engelli olarak sizin yaptıklarınızı yapmak için yardıma muhtacım, hepsi bu.
Ama sağlıklı olsak ta, engelli olsak ta, zengin olsak ta bir gün ölecek ve o kabire gireceğiz.
Hayat fanidir. İnsan sağlıklı da olsa, engelli de madem öleceğiz. Madem ebedi, sonsuz bir hayat bizi bekliyor. Eğer Allah’ın lütfuyla cennete girersek, ebedi sağlıklı, mutlu ve genç olacağız.
Bence ebedi hayat varken, geçici dünya hayatına takılmamalı. Ben bunun için iyi ki engelliyim diyorum.
Evet engelli annesi, babası ve bakanlar için zor bir sabır imtihanı fakat sonsuz gençlik diyarı cennetteki sürpriz nimetler için kısacık dünyada sabretmeye değmez mi ?
Engellilere bakan insanlar, onların kıymetini bilmeliler. Engelliler, onları manevi olarak yükselten rampadır çünkü...
Annem Babam beni birgün darıltmadan sevgiyle hizmet ediyorlar. Allah’ım onları Firdevs cennetinin en yüksek makamlarıyla sevindir. Amin.
Sevgili Celal ÇELİK’in yazılarından özetleyerek yukarıda sunduğum yazı ışığında aşağıdaki sonuçlara ulaşmamız mümkün olabilir:
1- İman olmadan cennete girilmez.
2- İmanın olması için birbirimizi sevmeliyiz.
3- İnsanların birbirlerini sevmelerinin başlangıcı “selam” dır.
4- Bugün televizyonlarda sayısız diziler mevcuttur. Ama diziler gerçek aşktan yoksundur.
5- Diziler bize gerçek sevgiyi,saygıyı,dürüstlüğü daha fazla öne çıkarmalıdır.
6- Engelli olmak Allah’ın takdiridir.
7- Engellileri göz önüne alan sağlıklı kişiler, Allah’a karşı görevlerini daha özenle yerine getirmeye çalışır.
8- Engellilere yardım edenler, öteki dünyada büyük nimetlerle karşılaşacaktır.
9- Engellilerde, sağlıklı olanlar da bir gün bu dünyadan göç edeceklerdir.
10-Önemli olan, ahirette kazançlılardan olmaktır.
(Devam edecek)
Efkan Vural
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder