Celal ÇELİK’in hayata dair, ahlaki, dini ve felsefi yorumlarını yayınladığım yazı dizisini sevgili Celal ÇELİK’in tüm yazılarını yeniden gözden geçirerek kısa ve öz olarak özet şeklinde sizlere sunmaya devam ediyorum.
Yüce Mevlamız her insanı özene bezene yaratıp herbirimize farklı ana program yüklüyor. Ama biz kendimizi 12 burcun içerisine çizilen karakterlerle çerçevelerin içine sığdırıyoruz. En azından aidiyet duygusuyla fazlaca benimsiyoruz burçları...
Evet bu dünyadaki herşey, mezara girene kadar yaşadığımız herşey bir imtihandır. Eşimiz, evlatlarımız, akrabalarımız, dostlarımız, paramız, hastalıklar, trafik kazaları, facebook, twitter, yolda yardım isteyen engelli vs... herşey imtihan konusudur.
Yıllar geçtikçe, insan yaşlandıkça sevgiye daha çok ihtiyaç duyuyor. Sevgi bir gıdadır. Aynen yemek gibi...
Nasıl ki yemek yemeyen çocuk büyüyemezse, yeterince sevgi gıdasını almayan insanlarda ruhen büyümezler.
Ben herkesi öyle seviyorum ki gönlümde herkesin oturabileceği bir sandalye vardır.
Dünyada iki milyara yakın Facebook kullanıcısı varmış. Evet Facebook'u kuran insanlar bile milyonlarca insanın, beğendiklerini, resimlerini, yorumlarını karıştırmadan kaydedebiliyorsa;
Rabbimiz, gelmiş geçmiş milyarlarca insanın yaşam videolarını ve sözlerini kaydedemez mi? Ve yeniden diriltip mahşerde bu dünyanın hesabını soramaz mı? Gücü herşeye yetene zor mu?
Aslında huzur ve mutluluk nedir biliyor musunuz?
Huzur ve mutluluk çaresiz bir insana çare olmaktır.
Huzur, muhtaç bir gönüle ışık olmaktır.
Huzur, sevdiğimiz şeylerden fakirlere verip sevindirmektir.
Bu huzur pekçok zenginde yoktur maalesef…
Biz zengin değiliz fakat şükreden ve paylaşan bir kalbimiz var hamdolsun…
Bir adana kebap yiyorsun, en az on lira ödüyorsun. Fakat, Allah öyle merhametli ki, bütün verdiği sonsuz nimetlerine karşı istediği fiyat sadece üç şeydir: Zikir, Fikir, Şükür
Yemeğe başlarken Bismillah demek, zikirdir. Yediğimiz bu nimetlerin yağmur, güneşle nasıl soframıza geldiğini düşünmek, Fikirdir. Sonunda Elhamdülillah demek ise, şükürdür.
Ay sonunda elektrik, su ve doğalgaz faturasını ödemezsek hemen kesiyorlar. Değil mi? İşte beş vakit namaz ile saymaktan aciz olduğumuz nimetlerin günlük faturasını ödemiş oluyoruz.
Allah dünyayı güneşle lamba gibi aydınlatıyor, ısıtıyor. Şairin dediği gibi hava bedava, su bedava değil... Namazı kılmazsak ahirete borçlu gideriz.
Cennet ise Allah’ın ahirete borçsuz gelen sevdiği kullarına bir ikramıdır, lütfudur.
Yüce Mevlamız her insanı özene bezene yaratıp herbirimize farklı ana program yüklüyor. Ama biz kendimizi 12 burcun içerisine çizilen karakterlerle çerçevelerin içine sığdırıyoruz. En azından aidiyet duygusuyla fazlaca benimsiyoruz burçları...
Evet bu dünyadaki herşey, mezara girene kadar yaşadığımız herşey bir imtihandır. Eşimiz, evlatlarımız, akrabalarımız, dostlarımız, paramız, hastalıklar, trafik kazaları, facebook, twitter, yolda yardım isteyen engelli vs... herşey imtihan konusudur.
Yıllar geçtikçe, insan yaşlandıkça sevgiye daha çok ihtiyaç duyuyor. Sevgi bir gıdadır. Aynen yemek gibi...
Nasıl ki yemek yemeyen çocuk büyüyemezse, yeterince sevgi gıdasını almayan insanlarda ruhen büyümezler.
Ben herkesi öyle seviyorum ki gönlümde herkesin oturabileceği bir sandalye vardır.
Dünyada iki milyara yakın Facebook kullanıcısı varmış. Evet Facebook'u kuran insanlar bile milyonlarca insanın, beğendiklerini, resimlerini, yorumlarını karıştırmadan kaydedebiliyorsa;
Rabbimiz, gelmiş geçmiş milyarlarca insanın yaşam videolarını ve sözlerini kaydedemez mi? Ve yeniden diriltip mahşerde bu dünyanın hesabını soramaz mı? Gücü herşeye yetene zor mu?
Aslında huzur ve mutluluk nedir biliyor musunuz?
Huzur ve mutluluk çaresiz bir insana çare olmaktır.
Huzur, muhtaç bir gönüle ışık olmaktır.
Huzur, sevdiğimiz şeylerden fakirlere verip sevindirmektir.
Bu huzur pekçok zenginde yoktur maalesef…
Biz zengin değiliz fakat şükreden ve paylaşan bir kalbimiz var hamdolsun…
Bir adana kebap yiyorsun, en az on lira ödüyorsun. Fakat, Allah öyle merhametli ki, bütün verdiği sonsuz nimetlerine karşı istediği fiyat sadece üç şeydir: Zikir, Fikir, Şükür
Yemeğe başlarken Bismillah demek, zikirdir. Yediğimiz bu nimetlerin yağmur, güneşle nasıl soframıza geldiğini düşünmek, Fikirdir. Sonunda Elhamdülillah demek ise, şükürdür.
Ay sonunda elektrik, su ve doğalgaz faturasını ödemezsek hemen kesiyorlar. Değil mi? İşte beş vakit namaz ile saymaktan aciz olduğumuz nimetlerin günlük faturasını ödemiş oluyoruz.
Allah dünyayı güneşle lamba gibi aydınlatıyor, ısıtıyor. Şairin dediği gibi hava bedava, su bedava değil... Namazı kılmazsak ahirete borçlu gideriz.
Cennet ise Allah’ın ahirete borçsuz gelen sevdiği kullarına bir ikramıdır, lütfudur.
Efkan Vural
(Devam edecek)
(Devam edecek)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder