Celal ÇELİK ’in hayata dair, ahlaki, dini ve felsefi yorumlarını yayınladığım yazı dizisini, sevgili Celal ÇELİK’in tüm yazılarını gözden geçirerek kısa ve öz olarak sizlere sunmaya devam ediyorum.
İyiliklerimiz Nasıl Değer Kazanır?
1982 yılı… Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda 2. sınıf öğrencileri Türkiye ekonomisi dersinin hocasını bekliyorlar.
Sınıf, öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken hoca tam bir ciddiyetle kapıda beliriyor. Sınıfa vakarlı bir bakış atıp kürsüye geçiyor. Ardından tebeşirle tahtaya kocaman bir “1” yazıyor.
10000
- Bakın, diyor, bu, kişiliktir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey…
Sonra 1’in yanına bir 0 koyuyor.
Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik 1’i 10 yapar.
Bir 0 daha…
Bu da tecrübedir. Ona sahip oldunuz mu, 10’ken 100 olursunuz.
Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor; yetenek, disiplin, sevgi…
Eklenen her yeni 0’ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca.
Sonra eline silgiyi alıp en baştaki 1’i siliyor. Geriye bir sürü 0 kalıyor. Ve hoca diyor ki:
Kişiliğiniz yoksa gerisi bir hiçtir!
Sınıf, mesajı alıp sessizliğe gömülüyor.
Bu hikayede dendiği gibi bütün amellerimizin değeri sıfırdır. Fakir giydirmek, sadaka vermek, vs. gibi iyiliklerimiz birer sıfır’dır. Yani belki yüzlerce sıfır...
Bu sıfırlara değer kazandıracak şey sola konacak bir’dir. O bir ise, İman’dır.
İman, şu altı şeye şeksiz şüphesiz kalben samimiyetle inanmaktır.
Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kadere iman...
Bugün Hangi İyiliği Yapsak
Yazacaklarımın bazısını uyguluyorum, fakat bazılarını fakir yapamasa bile, inşallah sizlere örnek teşkil etmesi açısından yazmak istiyorum. Çünkü sağlıklı olsaydım ben de yapardım...
Cuma sabahları sevdiklerimize Hayırlı Cumalar SMS’i göndererek sevindirebiliriz.
Otobüs veya metroda yaşlı ve bayanlara yerimizi verebiliriz.
Ekonomik durumumuz iyi ise;haftasonları mahallemizde veya başka bir mahallede fakir bir aileye erzak paketi yaptırarak (zeytin, peynir, çay, şeker, pirinç, yağ, ... vs.) ve gidip o aileyi sevindirebiliriz. Mahalle muhtarlarına sorulabilir.
Sokakta veya bir mekanda karşılaştıklarımıza gülümseyerek selam verebiliriz.
Kaldırımda yürürken bir görme engelli burdan geçerken ayağı takılıp düşebilir diyerek kaldırım ve yollardaki engelleri kaldırabiliriz.
Önümüzde yürüyen teyze yükünü taşımakta zorlanıyorsa, dur teyze bende aynı yere gidiyorum ver ben taşıyayım, diyebiliriz.
Ramazanlarda otobüs, metrodakilere su ve kumanya verebiliriz veya karlı günlerde arabamıza termosla çay alıp sıkışan trafikte ilerleyemeyen araçlardaki üşüyen yaşlılara çay ikram edebiliriz.
Bayram öncesi veya okulların açılmasından önce fakirlerin genelde gittiği mağazalara gidip kulak misafiri olabiliriz. Mesela, çocuk bir ayakkabı beğenir ve babası mahcup bir edayla, ama kızım paramız yok, der. Bunu duyunca o ayakkabıyı alsak ve onlara yetişip hediye etsek ne güzel olur... Hem onlar sevinir, hem de içimiz huzurla dolar...
Akşam yemeğinden sonra yemek için pastaneden aldığımız tatlıdan, yarım kilo fazla alarak komşumuza tabakla yollayabiliriz.
Mahallemizdeki hasta komşu ve engellileri ziyaret edip sohbet ederek moral verebiliriz.
Facebook'tan dostlarımıza mesaj yazıp hal hatır sorabiliriz.
Aç bir kediye süt içirebiliriz.
Özellikle engelli simitçilerden 5-6 fazla simit alarak hem onu sevindiririz, hem kendimiz yeriz, hem işyeri arkadaşlarımızla paylaşır, hem de akşam çayın yanında çocuklarımız için çok güzel bir ikram olur.
Bütün bu ve benzer iyilikler ile, hem muhataplarımızın gönlünü hoş etmiş oluruz, hem de müthiş sevaplar kazanırız. Çünkü sayılan konularla ilgili pekçok ayet ve hadis vardır...
Hergün küçük de olsa birkaç iyilik yapalım.
Çünkü Allah zerre miktar iyiliği bile zayi etmez.
“Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlemişse, onun mükâfatını alacaktır. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük yapmışsa, onun cezasını görecektir. ”(Zilzal suresi 7,8. ayet)
1982 yılı… Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda 2. sınıf öğrencileri Türkiye ekonomisi dersinin hocasını bekliyorlar.
Sınıf, öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken hoca tam bir ciddiyetle kapıda beliriyor. Sınıfa vakarlı bir bakış atıp kürsüye geçiyor. Ardından tebeşirle tahtaya kocaman bir “1” yazıyor.
10000
- Bakın, diyor, bu, kişiliktir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey…
Sonra 1’in yanına bir 0 koyuyor.
Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik 1’i 10 yapar.
Bir 0 daha…
Bu da tecrübedir. Ona sahip oldunuz mu, 10’ken 100 olursunuz.
Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor; yetenek, disiplin, sevgi…
Eklenen her yeni 0’ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca.
Sonra eline silgiyi alıp en baştaki 1’i siliyor. Geriye bir sürü 0 kalıyor. Ve hoca diyor ki:
Kişiliğiniz yoksa gerisi bir hiçtir!
Sınıf, mesajı alıp sessizliğe gömülüyor.
Bu hikayede dendiği gibi bütün amellerimizin değeri sıfırdır. Fakir giydirmek, sadaka vermek, vs. gibi iyiliklerimiz birer sıfır’dır. Yani belki yüzlerce sıfır...
Bu sıfırlara değer kazandıracak şey sola konacak bir’dir. O bir ise, İman’dır.
İman, şu altı şeye şeksiz şüphesiz kalben samimiyetle inanmaktır.
Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kadere iman...
Bugün Hangi İyiliği Yapsak
Yazacaklarımın bazısını uyguluyorum, fakat bazılarını fakir yapamasa bile, inşallah sizlere örnek teşkil etmesi açısından yazmak istiyorum. Çünkü sağlıklı olsaydım ben de yapardım...
Cuma sabahları sevdiklerimize Hayırlı Cumalar SMS’i göndererek sevindirebiliriz.
Otobüs veya metroda yaşlı ve bayanlara yerimizi verebiliriz.
Ekonomik durumumuz iyi ise;haftasonları mahallemizde veya başka bir mahallede fakir bir aileye erzak paketi yaptırarak (zeytin, peynir, çay, şeker, pirinç, yağ, ... vs.) ve gidip o aileyi sevindirebiliriz. Mahalle muhtarlarına sorulabilir.
Sokakta veya bir mekanda karşılaştıklarımıza gülümseyerek selam verebiliriz.
Kaldırımda yürürken bir görme engelli burdan geçerken ayağı takılıp düşebilir diyerek kaldırım ve yollardaki engelleri kaldırabiliriz.
Önümüzde yürüyen teyze yükünü taşımakta zorlanıyorsa, dur teyze bende aynı yere gidiyorum ver ben taşıyayım, diyebiliriz.
Ramazanlarda otobüs, metrodakilere su ve kumanya verebiliriz veya karlı günlerde arabamıza termosla çay alıp sıkışan trafikte ilerleyemeyen araçlardaki üşüyen yaşlılara çay ikram edebiliriz.
Bayram öncesi veya okulların açılmasından önce fakirlerin genelde gittiği mağazalara gidip kulak misafiri olabiliriz. Mesela, çocuk bir ayakkabı beğenir ve babası mahcup bir edayla, ama kızım paramız yok, der. Bunu duyunca o ayakkabıyı alsak ve onlara yetişip hediye etsek ne güzel olur... Hem onlar sevinir, hem de içimiz huzurla dolar...
Akşam yemeğinden sonra yemek için pastaneden aldığımız tatlıdan, yarım kilo fazla alarak komşumuza tabakla yollayabiliriz.
Mahallemizdeki hasta komşu ve engellileri ziyaret edip sohbet ederek moral verebiliriz.
Facebook'tan dostlarımıza mesaj yazıp hal hatır sorabiliriz.
Aç bir kediye süt içirebiliriz.
Özellikle engelli simitçilerden 5-6 fazla simit alarak hem onu sevindiririz, hem kendimiz yeriz, hem işyeri arkadaşlarımızla paylaşır, hem de akşam çayın yanında çocuklarımız için çok güzel bir ikram olur.
Bütün bu ve benzer iyilikler ile, hem muhataplarımızın gönlünü hoş etmiş oluruz, hem de müthiş sevaplar kazanırız. Çünkü sayılan konularla ilgili pekçok ayet ve hadis vardır...
Hergün küçük de olsa birkaç iyilik yapalım.
Çünkü Allah zerre miktar iyiliği bile zayi etmez.
“Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlemişse, onun mükâfatını alacaktır. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük yapmışsa, onun cezasını görecektir. ”(Zilzal suresi 7,8. ayet)
Sevgili Celal ÇELİK’in yazılarından özetleyerek yukarıda sunduğum bölüm ışığında aşağıdaki sonuçlara ulaşmamız mümkün olabilir:
1- Kişilik en önemli değerdir.
2- Kişilik bir binanın direkleri gibidir. İnsanı ayakta tutan bir iskelet gibidir.
3- Kişilik olmazsa insan bir hiçtir.
4- Müslümanın kişiliği onun sağlam imanlı olmasıdır.
5-İmanlı olan bir kimse dürüstür, çalışkandır, Allah'tan korkandır, örnektir, güzel ahlaklı demektir.
6-Kişilikli ve imanlı olan bir kimse sürekli iyilik üzerinde olur.
7- Herkese iyilik yapmalıyız. Düşkünlere,yoksullara, hastalara, yetimlere, engellilere yardımcı olmalıyız. Onlarla bir ve beraber olmalıyız.
8-Hayvanlara karşı merhametli olmalıyız. Onları korumalıyız ve onlara yardım etmeliyiz.
Efkan Vural
(Devam edecek)
(Devam edecek)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder