Celal ÇELİK’in hayata dair, ahlaki, dini ve felsefi düşünce ve yorumlarını kendi diliyle beğeniyle sunmaya devam ediyorum.
Kader senin tercihindir
Allah iki tür irade ile insanların kaderini yazmıştır. Dikkat edin bu nokta mühim. Önceden bilerek yazma söz konusudur. Birincisi "külli irade" ve ikincisi "cüz-i irade” dir.
Külli irade; önceden Allah'ın imtihan olarak, insanlara takdir buyurduğu olaylardır. Bunlar insanlara seçme iradesi verilmeyen olaylardır.
Örneğin, Tekerlekli sandalyeye bağlı bu hastalığı, ben seçmedim. Bu, bana Allah tarafından imtihanımın bir gereği olarak verildi.
Bunun gibi insanların dünyaya gelme yılı, ailesi, ülkesi, rengi vs. hep külli iradenin yani Allah'ın bizlere takdir buyurduğu kaderin parçalarıdır.
Cüz-i irade ise, Allah tarafından özgür irademizle seçmemiz için verilen özgürlüklerdir. Ve yaptığımız her iyi/kötü her seçimin ahirette hesabı var.
Mesela, televizyonun karşısına oturmayı, bilgisayara tercih ettik diyelim. Hangi kanalda, hangi tür programı izlemeyi seçmeyi, hep bize verilen bu cüz-i irade ile yapmaktayız.
Kader’le tevekkül birbirini tamamlar. Yani bir öğrencinin üniversiteyi kazanması kaderdir. Fakat, Öğrenci sebeplere sarıldıktan sonra neticeyi Allah'tan beklemelidir.
Öncelikle çok çalışmalı, dinlenmeli, uykusunu almalı, düzgün beslenmeli... Yani bütün şartları yerine getirip, sonuçtaki bir başarı yada başarısızlığın Allah'ın takdiriyle oldugunu kabul etmelidir.
Şimdi diyelim ki birisinin elinde bıçak var. Ve bu bıçakla ne yapacağını kendisi seçer. İnsan da öldürebilir, salata da yapabilir.
Ama olay şu ki, zaman ve mekanın dışında olan Allah ezelden ebede olan ve olacak herşeyi sonsuz ilmiyle bilmektedir.
Yani Allah olayları önceden biliyor. Mesela bir adam Kasım-2013 de güneş tutulması olayı olacak diye bir deftere yazsa ve o gün geldiğinde güneş tutulması olduğunda, olay adam deftere yazdığı için olmaz.
Bu misal gibi Allah sonsuz ilmi ile gelmiş geçmiş bütün olayları bilmektedir. Bu örnek gibi önceden bilmenin olacak olaylara etkisi yoktur.
Ben dünya hayatını bir futbol maçına benzetiyorum. Saha dünyamız... Takımımızda tek oyuncu var, o da biziz... Rakip takım ise kötülüğü emreden bizim nefsimiz ve görünmeyen şeytanlar ve de şeytanlaşmış insanlar.
Bunlarla mücadele edip yaptıgımız her iyilik, ibadet, hayırlar attığımız gollerdir. Nefsimiz ve şeytana mağlup olarak yaptıgımız her günahta yediğimiz gollerdir.
Bu soru kafamı hep meşgul etmiştir...
Yani eğer cenneti kazanabilirsek (zor ama imkansız değil) cennette öfke, kıskançlık, inatçılık, gurur, cimrilik, ...... vs. olmayacakmış.
Çünkü bizi kötülüğe sevk eden nefis ve şeytan cennette olmayacakmış.
Allah ilk insan Adem babamızı ve Havva annemizi yaratmış ve cennete koymuştu.
Cennette mutlu yaşamları devam ederken,şeytan onlara Allah'ın yemelerini yasakladığı ağaçtan meyve yemelerini vesvese eder.
Sonuçta Hz. Adem ve Havva cennetten çıkarılmış ve geçici bir ömür verilip dünyaya gönderilmiştir.
Baştaki soruyu düşündüm ve kendimce birkaç neden buldum. Bilmem katılır mısınız? Tabii herşeyin en iyisini Allah bilir.
1- Çile çekmeden, mirasyedi gibi sonsuz cennet servetine konmak bedava olur mu?
2- O yüzden sonsuz hayatı kazanmak için biraz açlık (oruç) ibadet ve mal (zekat) ile bazen sevdiklerimizi kaybederek sabır imtihanı oluyoruz.
3- Allah insanların iradesini serbest bırakmış; şeytanla bizi sınav ediyorki ta saf, duru, temiz, iyi insanı bulabilsin.
4- Dünyada herşey için çalışmak gerekiyor. Orada hizmetçilerimiz ve ne istersek yapılacakmış. Belki de orada gördüklerimizin değerini anlamak için dünyada bu kadar çok meslek var...
5- Cennette baldan ırmaklar varmış. Dünyada bir arı 1 kg bal yapmak için bir milyon çiçekten öz topluyor. Allah'ın kudretinin sonsuzluğunu düşünmek içindir belki.
6- Cennette de dünyadaki gibi insanlar sınıf sınıf olacakmış. Allah bu sınıfı belirlemek için insanın dünyadaki yaptığı işlere ve ibadetlere göre adalet edecektir. Yani dünyada parası çok olan zengin, ahirette ise sevabı çok olan...
7- Cennette dünyada yaşadığımız olayları sinema gibi dostlarımızla seyredip hey gidi günler diyeceğiz. Bunu öğrendiğimden beri dünyadaki rolümü güzel oynamaya çalışıyorum...
8- Daha bir çok madde... şimdilik bu kadar... En iyisini Allah bilir...
(Devam edecek)
Efkan VURAL
Bu yazı Milliyet Blog'da 06.06.2014 tarihinde yayınlanmıştır:
KAYNAK:
http://blog.milliyet.com.tr/her-seye-ragmen-yasamak-cok-guzel--25/Blog/?BlogNo=463526
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder