30 Aralık 2016 Cuma

Her şeye rağmen yaşamak çok güzel-55


Celal ÇELİK’in hayata dair, ahlaki, dini ve felsefi yorumlarını yayınladığım yazı dizisini ,sevgili Celal ÇELİK’in tüm yazılarını yeniden gözden geçirerek kısa ve öz olarak özet şeklinde sizlere sunmaya devam ediyorum.




Şeytan-Tevbe;

Bizler şeytanı, maddi varlığı olmadığından tanımıyoruz. Onun içinde aldanabiliyoruz. İnsanın aklına gelen kötü düşünceler, hayaline gelen kötü dürtüler şeytanın fısıltılarıdır. Program sunucularının kulaklıkla gelen sesleri ve talimatları uygulamaları bana şeytanı hatırlatıyor.
Şeytanda aynen o kulaklık sahnesi gibi kulağımıza kötü şeyler fısıldıyor. Fakat bizler o düşünceyi hemen uyguluyoruz. Halbuki zihnimize düşen o vesveselerin şeytandan olduğunu bilsek kendimizi kontrol edeceğiz.
Günahlar kire, tövbe ise bunları yıkayan deterjana benzer. Günahına samimi tövbe eden kimse, günahı olmayan kimse gibidir.

Okumayı Sevdirme;

Allah’ın Kuran’da ilk emri “Oku!” olmasına rağmen ne yazık ki okumuyoruz. İnternette yaptığım araştırmada şu bilgiye rastladım. Türkiye kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumda.
Okumayı sevdirmek için kısa ve etkileyici hikayeler bir broşür şeklinde bastırılabilir. Belediye otobüsleri, tren, vapur, metro, uçak, şehirlerarası otobüs gibi toplu ulaşım araçlarında dağıtılabilir. Bu broşürler parlak ve kuşe kağıda güzel bir baskıyla basılabilir.
Halkımız kısa mesafelerde yapılan yolculuklarda broşürleri okuyarak vakitlerini daha güzel geçirmiş olurlar. Hem yolculuk çabuk geçer hem de okumayı severler.

Alçak Gönüllülük;

Kaymakamlar, valiler, belediye başkanları halkın içine karışıp beraber çay içip sohbet etseler keşke... Keşke ramazanda fakirlerin evlerine gidip bir kuru fasulye de olsa yiyerek iftar etseler, onları sevindirseler.




Allah’ın Kader Planı;

Allah bizi bu dünyaya bir plan dahilinde göndermiştir. Allah her gün, bir karıncanın bile rızkını verirken, yarattığı en üstün varlık olan biz insanı unutur mu? Hiç kimse okulda öğrendiği bilgilerle, kesin hüküm vermemelidir.
İnsanlar önyargılı bilgilerle hemen karar veriyorlar. Allah’ın bizim hakkımızda bir kader planı olduğunu unutuyorlar.

Boş durmamak;

Bir yolculuk dönüşünde herkes hurmalıkta istirahate çekilmiş dinlenirken bazıları yemek yapmaya hazırlanıyorlardı. Biri, ben yemekleri yapayım, biri, ben de su getireyim, derken biri de, ben de ateş yakayım, deyince, Efendimiz SAV Hazretleri de istirahat ettiği ağacın gölgesinden doğrularak, “Öyle ise ben de yakacağınız ateşe odun toplayayım.” buyurdu. “Biz hizmetlerin hepsini de yaparız, siz dinlenin” diyenlere de:

- Bilirim ki siz hizmetlerin hepsini de yaparsınız, ama siz hizmet ederken ben seyirci kalmaktan mutluluk duymam. Hizmet edilen değil, hizmet eden olmayı tercih ederim.” dedikten sonra kalkıp odun toplayarak hizmete seyirci kalanlardan değil, hizmete iştirak edenlerden olmayı tercih etme örneği verdi bizlere...


Ben boş durmayı, televizyona bakıp oturmayı bir türlü sevemedim. Ömür çok kısa. Ben de acizane, Efendimizi SAV örnek alarak, Allah rızası için yazılar ve mailler, facebook, twitter paylaşımlarım ile okyanusta bir damla olmaya çalışıyorum.

Bunları, acizane dine hizmetim olarak kabul etmesi için Rabbimize niyaz ediyorum.İmanlı ölen müminler nasılsa kabirde yeniden dirilme (mahşer) gününe kadar bol bol dinlenecekler. Allah’ım bizlere, kabire imanla girmeyi nasip et...

(Devam edecek)


Efkan VURAL


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder