30 Aralık 2016 Cuma

Her şeye rağmen yaşamak çok güzel-91


Celal ÇELİK ’in hayata dair, ahlaki, dini ve felsefi yorumlarını yayınladığım yazı dizisini, sevgili Celal ÇELİK’in tüm yazılarını gözden geçirerek kısa ve öz olarak sizlere sunmaya devam ediyorum.

                                         Çürümüş kemikleri kim diriltecek?




                                                            
Hepimiz bunu iyi biliriz ki; Allah bu dünyayı imtihan etmek için yarattı. İmtihanımız bitince Allah bizim ruhumuzu alıp, bedenimizi öldürüyor ve de ölenleri toprağa gömüyorlar.

Ve dünyanın ölümü olan kıyametten sonra ise, Allahu Teala hazretleri, bütün ölüleri yeniden diriltip mahşerde toplayacağını Kuran’da pekçok ayette bildiriyor.

Buna inanmak zorundayız. Zira imanın 6 şartından birisi de, öldükten sonra yeniden dirilmeye inanmaktır. Bunu inkar eden dinden çıkar.

Neye Güveniyoruz?

Ben alışveriş merkezlerinde, sokaklarda, televizyonlarda olsun yurdumuzun insanlarının, özellikle gençlerin bu laubaliklerine şaşırıyorum. Laubali sözünü bilerek kullandım.

Hani bilirsiniz ki bir öğretmen, derste konuyla ilgisi olmayan söz ve tavırlar yapan öğrencisine, laubalilik yapma, diye kızar ya. Ben de dine, cehenneme karşı ilgisiz, duyarsız insanlara laubali diyorum.

O insanların acaba güvendiği birşey mi var? Oysa müslüman, hayatını hep korku ve ümit arasında dengede tutmalıdır... Onları, o şiddetli ateş azabından kurtaracak neleri var?

Fakire bazen diyorlar; Celal, sen hayatın boyunca hep sabrettin, şükrettin, namazını kılıyorsun? Cennetliksin. Ama yemin ediyorum ben bu imanımı kaybetmekten çok korkuyorum.

Radyoda bir alim, minnacık bir kibir, dağ gibi sevabı yıkar, dedi...

Evet ben ibadetlerimin kabul edildiğini bilmiyorum. Zaten Efendimiz SAV bazılarının namazlarının ahirette yüzlerine fırlatılacağını söylüyor. Allah korusun, bilemiyorum...

Dünyada güvendiğimiz zengin veya makam sahibi bir tanıdığımız olur, torpil yapar. Ama ahirette cehennemden kurtulmak için, takva içinde yaşamamız gerekmez mi?

Evet ben imanımı kaybedip imansız ölmekten çok korkuyorum.

Çünkü Cenab-ı Hak buyuruyor ki:

“İbrahim, bunu oğullarına da tavsiye etti. Yakup da öyle yaptı (ve onun da oğullarından son dileği şuydu:) -Ey oğullarım, Allah sizin için bu dini seçti. Öyleyse, siz de ancak müslüman olarak can verin!” (Bakara suresi, 132. ayet)

Evet imanımı kaybetmekten korkuyorum. İmanla ölsem bile namazlarımın yüzüme çarpılmasından korkuyorum. Fakat bu imanımla ruhumu teslim edebilirsem, birşey var ki, kurtuluşum adına ümitliyim.

Evet hayatımızı hep takva içerisinde geçirmeliyiz. Takva, Allah’a duyulan derin saygı ve korkudur. Takva, günah ve haramlara düşmemek için hep tedbirli yaşamaktır. 




Sevgili Celal ÇELİK’in yazılarından özetleyerek yukarıda sunduğum bölüm ışığında aşağıdaki yorumları yapabiliriz:

1-Allah dünyayı bir imtihan yeri olarak yaratmıştır.

2-Her canlı ölümü muhakkak tadacaktır.

3-Kıyametle dünya yıkılacak ,herkes ölecek. Sonra Allah tüm insanları tekrar diriltecek.

4-Öldükten sonra yeniden dirileceğimize inanmak; imanın şartlarındandır

5-Bazıları dine ve dine ait cennet, cehennem, sevap, günah gibi kavramları önemsemiyor. Gençlere din iyi kavratılmalı. Gençlik çok önemli.

6-Müslüman Allah’tan ümidini kesmemeli, yaptığı işlere güvenerek umursamaz davranmamalı. Her zaman ibadetlere, iyi ve faydalı işlere devam etmeliyiz.

7-Her zaman takva üzere yaşamalıyız. Yani her hareketimizi Allahtan sakınarak yapmalıyız.

8-Son nefesimizde Mü’min olarak can verebilmek çok önemli. Yüce Allah’tan mü’min olarak yaşamayı ve mü’min olarak göz kapamayı dilemeliyiz.
 
Efkan Vural

 (Devam edecek)


Bu yazı aşağıdaki sitelerde yayınlanmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder